hang one on

  1. (a) birisine vurmak, darbe indirmek, (b) körkütük/zilzurna sarhoş olmak.
(zaman) geçmek bilmemek Fiil
(zaman) bir türlü geçmek bilmemek Fiil
pamuk ipliği ile bağlı olmak, tehlikeli/müşkül şartlar altında ümitsizce mukavemet etmek/direnmek/dayanmak.

The soldiers are still holding the fort, but they're hanging on by their eyelids.